Aşk Hikayesi 25, Şans eseri girmiş olduğum bir sohbet sitesinde hayatımın aşkı ile tanışacağım aklıma gelmezdi. Hatta birine aşık olabileceğimi dahi düşünmezdim. Canımın sıkıldığı bir gün, birileri ile muhabbet etmek ve vaktimi geçirmek için Chatodam sohbet sitesine girdim. Tek amacım zamanımı birileri ile muhabbet ederek geçirmekti.
Birkaç kişi ile sohbet ettikten sonra ilgimi çeken birisi oldu. Devrim adında karizmatik bir adam ile sohbetimiz koyulaşmaya başladı. İlgi alanlarımızın benzer çıkması, sohbetimizi iyice koyulaştırdı. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan gece yarısına kadar muhabbet etmiş olduğumuzu fark ettim. Vakit geç olmuştu ve yarın işe gitmem gerekiyordu. İstemeyerek de olsa o günkü sohbetimize son vermek zorunda kaldım.
Ertesi gün, tüm gün boyunca, Devrim ile ne kadar çok ortak noktamızın bulunduğunu düşündüm. Bir sohbet odasına sadece vakit geçirmek için girmişken, şu an oradan tanıştığım birini düşünüyordum. Akşam olmasını ve siteye tekrar giriş yaparak Devrim ile konuşmanın hayalini kuruyordum. Akşam oldu ve siteye giriş yaptım. Devrimle o gece de doyamadığım bir sohbet gerçekleştirdik. Bu adam beni anlıyordu.
Anlaşılmaya gerçekten ihtiyacım vardı. İnsanlar tarafından anlaşılmıyor gibi hissediyordum. Fakat Devrim başka kimsede denk gelmediğim sıcaklık ile bana, beni anladığını hissettiriyordu. Devrim ile hemen görüşmek, yüz yüze muhabbet etmek için can atıyordum. Bunu ona da söyledim. O da bundan memnun olacağını belirtti ve görüşmek için bir gün ayarladık.
Aşk Hikayesi 25 – Gülhane Parkı
Gülhane parkını ben çok severdim ve Devrim’in de bu parkta vakit geçirmekten hoşlandığını duyunca, burada buluşmamızın güzel olabileceğini düşündüm. Ertesi gün en güzel kıyafetlerim bile gözüme güzel gözükmüyor ve ne giysem de Devrim’i etkilesem diye düşünüyordum. En sonunda kırmızı elbisemde karar kıldım. Park için biraz gösterişli olacaktı fakat umurumda değildi. Devrim için gösterişli olmalıydım.
Aşk Hikayesi 25, Gülhane parkının kapısına ulaştığımda orada elinde çiçeklerle takım elbiseli bir adam bekliyordu. Bu Devrim’di. İkimizin de kıyafetlerinin bir park için uygun olmaması umurumuzda değilmiş gibi gözüküyordu. Devrim’in suratında beni kırmızı elbisemle gördüğü zaman oluşan rahatlama duygusunu ben de aynı şekilde hissettim. İkimiz de aşırıydık ve bu önemli değildi. Yanına ulaştığımda samimi bir şekilde elimi sıktı ve çiçekleri uzattı. Bu çiçekler vazoda evimin en güzel köşesini süsleyecekti.
Parkta kısa bir tur attıktan sonra üzerimizdeki kıyafetleri önemsemeden çimlere oturduk. Kıyafetlerimizin önemi yoktu. O an önemli olan tek şey ikimizdik. Devrim, o zaman bir reklam ajansında yayın işleri ile uğraşıyordu. Ben de bir dergide editörlük yapıyordum. İş üzerine konuşabileceğimiz pek çok şey vardı. Fakat biz o gün aşk üzerine konuştuk. Kendimi ona bakmaktan alıkoyamıyordum. Sadece dış görünüş olarak değil, Devrim’in düşünceleri de beni etkiliyordu. Hipnotize olmuş gibiydim. Bu şekilde görünmekten de gocunmuyordum. Beni etkilediğini bilmek hakkıydı.
O günden sonrasında gittikçe sıklaşan aralıklarla görüşmeye başladık. Gün geçtikçe daha çok yakınlaşıyor ve birbirimize açılıyorduk. En sonunda bir ilişkiye başladığımızı ikimiz de fark etmeden sevgili olmuştuk. Benden daha sakin bir mizaca sahipti ve birbirimizi dengeliyorduk. Devrim kalbimde de devrim yapmayı başarmış ve beni olacağını hiç düşünmediğim bir aşk ile sarmalamıştı.
Şu an o adam ile aynı evde yaşıyor ve birbirimize olan aşkımızı doyasıya yaşıyoruz. İşten dönünce sevdiğinin yüzünü evde görmek insanı gününün daha iyi olmasını sağlıyormuş. Bunu bana o öğretti. Her gün beni güler yüzle karşılayarak bu duyguyu deneyimleyerek öğrenmemi sağladı. Sadece sohbet için girdiğim ve beni hayatımın aşkıyla tanıştıran Chatodam’a ne kadar teşekkür etsem azdır.
Bir cevap yazın